Tarihle öldürebilirsiniz bir halkı, tarihle diriltebilirsiniz. Tarihi anlatma şekliniz, nasıl bir vatandaş istediğinizi, halka nasıl bir kimlik aşılamak için çırpındığınızı gösterir.
Türkiye fizikî olarak sömürgeleştirilmedi ama bir kısım aydınının kafası maalesef sömürgeleştirildi. Bu yüzden okullarında âdeta bir sömürge tarihi okutuldu. Kendi geçmiş ve medeniyetinden utanan, hatta ecdadına hınç duyan, zihnini Batı’ya kiralamış, bir yeniçeri sürüsü Türkiye’de bu aydınlar. Tarih de bu geçmişi silmenin en emin yolu oldu. “Osmanlı Anadolu’ya çivi çakmamıştı.” veya “Tarihimizde buluş yapan bilim adamı çıkmamış.” tarzındaki ucuz hükümler bu ihanetin sefil birer tecellisi.
Oysa tarihi nasıl okuttuğunuza bağlı olarak bir halkı köleleştirebileceğiniz gibi özgürleştirebilirsiniz de. Türkiye’de aydın ihaneti, tarihe ihanetle taçlandı. Ecdadını kötüleyen çocuklara “üvey baba tarihi”ni okutacaklardı. Ama artık evin öz oğlu vatanına dönüyor ve hayır diyor, bu tarih de sahte, bu kahramanlar da. Siz kenara çekilin biraz. Biz öz babasının hikâyesini anlatacağız. Türkiye sömürge imalatı tarihten kurtulup öz tarihine uyanırken aslî kimliğini yeniden hatırlıyor, hatırladıkça kendine geliyor, şahsiyetini yeniden buluyor.
Türkiye sanayileşme ve teknoloji üretme yolunda dev adımlarla ilerlerken tarihinin parlak sayfalarına daha bir dikkatli eğiliyor, onun büyülü aynasında hakiki büyüklüğünü fark ediyor ve ecdadı gibi cihanşümul bir vizyonla buluşuyor. Bu, tarihin üzerimize yürüdüğü ve bizimle buluştuğu andır işte.
Tam bu kavşakta ortaya çıkan “hangi tarih?” sorusunun cevabını aramaya odaklanmış bir yayınevi geliyor huzurunuza… Tarihin öz kimliğimizi hatırlama ve ayağa kaldırma yolunda ne muazzam imkânlar içerdiğini gösterecek ipuçlarını altın tozları hâlinde insanımızın yollarına serpmek ve onun geleceğe yürüyüşüne kalıcı bir azık sağlamak için yola çıkan Hümayun Yayınları öncelikle yayınlanmış bütün kitaplarımı bir külliyat hâlinde değerli okurlarıma sunacak. Tarihin tarihte kalmadığını, bugünü de yönlendirip insanımızın önüne yeni ufuklar açabileceğini gösterecek eski ve yeni çalışmalarımla bundan böyle bu çatı altında sık sık buluşacağız. Çok okunan kitaplarımın yeni baskıları yanında yepyeni kitaplarımla da bundan böyle Hümayun’da buluşalım.
Mustafa Armağan